27.10.10

Kanye West kendini mi şaşırmış? Stephen King'in hayalleri gerçek mi olmuş? Ne?!

DİJİTAL SANAT KEVIN MARGO
 
İnsanlar neler neler yapıyor, biz boş boş oturuyoruz günler geçiyor dedirten dijital sanatçılardan biri. O da insan yani, adamın biri. Blur Stüdyosunda, platform oyunlarının fragmanlarının dijital sanatçılığını ve CG Supervisor'lığını yapan (yani bilgisayar kaynaklı efektleri yöneten) Kevin Margo'nun portfolyosu akıllara zarar. Margo'nun stüdyolar için yaptığı işlerine bakıp kafayı yiyebilirsiniz. Ama ben kendi zevki için yaptığı bir takım pixel çalışmalarını burda paylaşmak istedim.




 

ÇİRKİNLİK ABİDESİ LOOKBOOK'tan bir eleman

LookBook hastasıyım, fena takıntılıyım falan ama kendimi o kadar da kaybetmedim. Saygı duymama rağmen anlam veremediğim bir takım modeller de çıkıyor karşıma. Buyrun onlardan bi tanesi. Ama çok da acımasız davranmayayım, çünkü aynı LookBook'cunun eklediği stiller arasında çok iyi fikirler de var. Haksızlık yapmayalım ve hemen Dennis R.'ın LookBook sayfasını paylaşalım ki isteyen yine + oylarını verebilsin. :)

 
SİNEMA/ KİTAP STEPHEN KING'İN KARA KULE'Sİ

İtiraf ediyorum: zamanında kafamı kaldıramadan iki günde yalayıp yuttuğun kalın kalın ciltli 7 kitaplık Stephen King serisi Kara Kule'nin filmini veya dizisini çekmek çocukluk hayallerimden biriydi. Genelde kurduğum bu hayalleri benden önce birileri akıl edip gerçekleştiriyor ve Kara Kule de bu konuda bir ayrıcalık olmadı. Kara Kule serisinin sinemaya ve ekrana adaptasyonu üzerinde büyük Hollywood amcaları çalışmaya başlamışlar. Ron Howard, Akiva Goldsman, Universal stüdyoları gibi isimler havalarda uçuşuyor. E tabi onlarla ben nasıl boy ölçüşeyim, 'şey abi ben geldim, Kara Kule'nin filmini çekmek istiyorum da' diye... 

Kara Kule'nin adaptasyonunu hem sinemaya hem televizyona arka arkaya yapacaklarmış. Stephen King'e kafayı takmışsanız ve daha fazlasını merak ediyorsanız, hikayenin detaylarını Burası Hollywood! (ünlem işareti ile birlikte) blogunda bulabilirsiniz.



TANIMSIZ ÇÜNKÜ KANYE WEST İŞİ BİŞİ

Kanye West müzik dünyasında kendi çapında sahip olduğu dominasyonundan birşey kaybetmemek konusunda kararlı gözüküyor. Son bombası Runaway isimli 34 dakikalık kısa bir müzikal film. Sabrınız varsa seyredin, ama Kanye West'in şarkı söyleme kabiliyetinin defoları biraz fazlasıyla kulağa batıyor o konuda uyarayım.

Yine de balerinlerin olduğu kısmı görebilmek için ben oturdum izledim. Biraz da takıntılı olduğumdan ve birşeyi izlemeye başladım mı bitirmeden başından kalkamama gibi bir problemim olduğu için izledim (ki bu konuda yalnız olmadığımı yine bir takıntılıyım üyesi kanıtlamış zamanında). Yer yer içime fenalık getiren ve David Lynch'e taş çıkartacak kadar bir türlü anlam veremediğim bir takım sahnelerin yanında, gülsem mi yoksa gülmekten gözümden yaş mı gelse bilemediğim bir takım kilit Kanye West cümleleri de var filmde. Bunlardan biri de yarı çıplak kuş kostümü giymiş iç çamaşırı modeli Selita Ebanks'e söylediği 'bu dünyadaki ilk kural, haberlerde gördüğün hiçbirşeye dikkat etme,' cümlesi.



HAFTANIN TAKINTISI Tüyo mu? Tiyo mu?

Tüyo mu Tiyo mu? Tüyo mu Tiyo mu? Tüyo mu Tiyo mu? Hangisi? Hani kafadan Türkçe bi kelime değil zaten ama kullanıyoruz. O zaman nedir yani? 

demiş takıntılıyım.com üyesi REVOLT. Doğrusunun tüyo olduğunu, Fransızca kelime tuyau'dan geldiğini burdan hemen açıklayalım. Farkettim zaten Takıntılıyım'ın Facebook fanları da boş durmamış, o konuya el atmışlar :)

20.10.10

Oldu Çarşamba

LOOKBOOK
Bu kadar geç kalmamın sebebi bütün hafta LookBook'la kafayı yemiş olmam. Öyle böyle değil, Facebook meysbuk kalmadı, sadece LookBook var benim için artık. Onun bunun kıyafetlerine bakıyorum. Fan oluyorum, kendi fotoğraflarımı koyuyorum. Çıldırmak üzereyim! O yüzden hemen birkaç tane beğendiğim LookBook modellerini burada paylaşayım bu haftaki. Hatta takıntı kategorisi olarak LookBook'u da bu bloga eklemek durumda kalacağım gibi gözüküyor artık. :)

DOG DAYS ARE OVER-Ebba Z
I CAN SEE RIGHT THROUGH TO YOU- Andy T.


L'AMANT- Nancy Z.

SOKAK SANATI LISBON

Takıntılıyım.com takımının keşfettiği ve bana gönderdiği inanılmaz bir sokak sanatı örneği. Unurth.com da böyle başka bir sürü cevherler dolu. Lisbon'daki bu binayı Blu ve Os Gemeos isimli sokak sanatçıları boyamışlar.

Dikkat edilmesi gereken bir nokta, dünyanın suyunu çıkaran kapitalist adamın gözleri binanın tepesinden sarkıtılan toplarla yapılmış. Ne zaman rüzgar eserse gözler bir oraya bir buraya oynuyor. İronik değil mi?



DİJİTAL SANAT BUZZ LIGHTYEAR İLÜSTRASYONU

Buzz Lightyear, Pixar dahilerinin hayal ettiği gibi bir bilgisayar animasyonu karakteri olmasaydı. Biraz daha insana yakın olsaydı, kaşının tüyleri kirli sakalı, gözünün kırışıklıkları bildiğimiz gerçekliğe yaklaşmaya çalışsaydı. Bir de Toy Story dünyası bizim bildiğimiz mutlu, şeker, aydınlık bir dünya yerine, yetişkinlerin bilim kurgu filmlerinden bekledikleri uzayın o karanlığının, tozunun, gizemliliğinin tüyleri ürperttiği, kalpleri çarptırdığı bir atmosfere bürünseydi. Bütün bunlar Pixar'a saygıdan kusur etmeden gerçekleştirilseydi, Buzz Lightyear işte böyle gözükürdü.


EVİM GÜZEL EVİM KULPLU CAM BARDAK
En süperi! Hem sıcak hem soğuk herşeyi içebiliyorum. Bu kulplu cam bardakların, Paşabahçe'den ordan burdan her yerden değişik dizaynlarını bulup koleksiyonunu yapmak istiyorum. 

Bir de anladığım kadarıyla bu konuda yalnız da değilim. Başka takıntılıları da var. Takıntılı Revolt'tan buyrun 'O BENIM BARDAĞIM'

Ofiste sadece benim kullandığım ve başka kimsenin kullanmadığı bir bardağım olmasına karşı hassasım. Çalışmaya başladığım ilk günden mükemmel bir bardak mimledim. Kalın cam ve kulplu. Hem su, hem de çay kahve içebiliyorum. Üzerinde revolt yazıyor, takıntılı rumuzum da ordan geliyor zaten. Bardağımı hep masamda saklıyorum. Diğer bulaşıklarla birlikte bulaşık makinesine atmıyorum. Kendim yıkıyorum. Bardağıma kimsenin göz dikmesine izin vermiyorum. 


Luigi Barmioli tasarımı




HAFTANIN TAKINTISI
ROMA(N)TİZMA

Havalar da yağmurlu gidiyor, asıl bu haftanın benim en çok taktığım takıntısı budur. Buyrun, Takıntılıyım.com üyesi UFAKVIK'tan.

Yağmurlu havalarda romantizm yapma adı altında şemsiyesiz el ele dolaşan çiftlere sinir oluyorum.Gökten sanki kova kova su boşaltıyor tanrı, elalem kaçacak delik saklanacak saçak altı ararken neymiş efendim yağmurlu havada dolaşmanın keyfi bir başka oluyormuş.Donuna kadar ıslanıyorsun ne keyfi ya.Ayakkabının içi havuzdan farksız.Çoraplar vıcık vıcık. Bir de destursuz bir şekilde araba geçti mi yanından tadından yenmez artık."Ay aşkım ne güzel ıslandık ya" diyen tiplere taş atasım geliyor o an.O havada olsa olsa zatürre olur,romatizma olur. Romantizm değil.Haydi yavrum ayrıl ayrıl, git evine koş, evinde yap cilveni romantikliğini. Sonra hasta bir sevgilinin triplerini çekmek zorunda kalacaksın.O zaman görürüm ben seni.

 Gene Kelly üstüne alınmasın :)





Gene Kelly - I'm Singing in the Rain
Uploaded by goldrausch. - See the latest featured music videos.

14.10.10

bisikletler ve geri dönüştürülebilenler

GEZME GÖRME ABBOTT KINNEY FESTİVALİ

Takıntılı Salı Los Angeles'tan bildiriyor efendim...

California'nın Venice sahilleri, 80'lerdeki filmlerde gördüğümüz kaykaycı patenci gençliğin cirit attığı, bugünün Valitörü zamanın Terminatörü Arnold Schwarzenegger ve türlerinin vücut yaptığı, gamsız gençlerin bütün gün voleybol, frizbi oynayıp, surf yaptığı yerler olarak ün kazanmış. 

Venice'in şu andaki dokusu pek de farklı değil aslında. Ama sahil kesiminin içinde kendimi çok kaybetmeden hemen iki üç sokak içeriye doğru gireyim. Abbott Kinney Bulvarına.

Her sene Eylül ayında Abbott Kinney trafiğe kapatılıyor ve müzikli, sanatlı, el işli, yemeli içmeli bir festival düzenleniyor. Hani çok da birşey olmuyor açıkçası. Şunu demek istiyorum, aman acayip bir festival oluyor da, insanlar inanılmaz el işleri yapıyor diye birşey görmedim şimdiye kadar. Bizim Atlas pasajındaki dükkanlar, hatta ilkokul kermeslerinde annelerin yaptığı örgüler danteller bin basar bütün bunlara. :)

Diğer yandan eğlenceli şeyler de oluyor tabi. O kadar da yerden yere vurmamak lazım. 20 dolar verdiğim otopark parasına değmez ama, yine de iyiki gelmişim, dememe sebep olan bazı fotoğrafları paylaşıyorum.

İKİ TEKERLEKLİLER
Bisiklete binebilseydim, bir sonraki aşama olarak bu motora sahip olmak isteyebilirdim. Ama İstanbul'un bisiklete binmeyi öğrenmeye müsait olmayan yerlerinde büyüdüğüm için malesef iki tekerlekli araçlara karşı fobim var.
 Yine de, şirin mi şirin pembe bir motorum olmasının,

 veya şeklini şemalini nasıl binileceğini anlamadığım ama çok havalı turuncu bir bisiklete binmenin,

ya da hafta sonları hipster kıyafetleri, kulaklıkları ve ceplerinde iPodlarıyla, arabaların arasından vın vın geçen bir bisiklet çetesiyle takılmanın hayalleri kurmabilirim. :)


GERİ DÖNÜŞTÜRENLER
Geri dönüşüm yapalım, çevreci olalım, gezegenimizi koruyalım kafası, California ahalisinin genel takıntısı. Abbott Kinney Festivali gibi bir yerde geri dönüşüm takıntılıları, (kendim de dahil olmak üzere) görmemek mümkün değil. Bu takıntının kimseye zararı olmamakla birlikte, hem bulaşıcı hem de yaratıcı aktiviteleri tetikliyor. Vintage Remade de bunun bir tane örneği.

Eski kıyafetlerden, kravatlardan, astarlardan çantalar yapmışlar. Geri dönüştürülen gazete dergi vs parçalarından kolaj yapmışlar vs... Normalde böyle şeylere burun kıvırırım. Buna rağmen çok da çirkin bulmadım yaptıklarını. Kareli kağıt üstüne yaptıkları kartları ve markalarının genel tarzını da beğendim.
Bu çöp kutusunun olayı ne tam olarak bilmiyorum ama yine çevreci enerji, geri dönüşüm, petrolsüz elektrik teknolojilerini anlatan bir standın önünde duruyordu. Oturmuşlar çöp kutusunu takıntılı bir şekilde süslemişler püslemişler yapmışlar.

EN ÇOK BEĞENDİĞİM
Dijital baskı üzerine vernikle yapılmış bu büyüklü küçüklü resimlere takılan bir tek ben değildim. 
Konsept AĞAÇ ROBOT. Ama Hollywood işareti ve Los Angeles'ın önemli bir takım binaları,  insan siluetleri de var koleksiyonda. Ben de Capital Records binasının  buzdolabı mıknatısını ve bir mini ağaç robotlu kolye aldım kendime. 




11.10.10

hastasıyım hipstırların

WEB/ MODA LOOKBOOK
Ben bunu daha önce nasıl görmemişim diye kendi kendimi hayretler içinde bırakan bir site. Lookbook.nu. Avrupa'nın, Asya'nın, Amerika'nın oranın buranın her yerinden bir sürü hipster gençler giyinip kuşanıp fotoğraflarını çektiriyorlar ve sitede yayınlıyorlar. Siteye jet hızıyla üye oldum ve kendim de fotoğraflar eklemeye başladım. Bende takıntılar uyandıran fonksiyonlar arasında şunlar var :)

- Fotoğraftaki kıyafetin parçalarını tag edebiliyorsun, ve markası ne, nerden aldın, kaç para verdin vs hepsini işaretleyebiliyorsun.

- Kıyafetlerinin color palette'ini çıkartabiliyorsun. Yani hangi renkler baskın çıkıyor onları bulup işaretleyebiliyorsun. Sonra arama yaptığında o renkleri kullanarak başkalarının yaptığı kıyafet kombinasyonlarını görebiliyorsun.

- Beğendiğin kişiliklerin fanı olabiliyorsun, bu şekilde yeni stiller eklediklerinde onları takip edebiliyorsun.

- Beğendiğin stiller için HYPE'a basıp oy verebiliyorsun. Senin beğendiğin stiller profiline ekleniyor. Bu şekilde kendi tarzın, ve başkalarının tarzlarıyla birlikte moda görüşünün taslağını çıkartmış oluyorsun bir bakıma.

Neyse ben bu siteye bayıldım bayıldım. Bütün günümü geçirebilirim. En iyi yanı da sitedekilerin hepsinin normal insanlar olması. Yani yaş ortalaması 16 gibi gözüküyor site üyelerinin ama 1.80 boyunda 45 kiloda mankenlerin boy gösterdiği bir yer değil. Kıyafetler de markaların fotoğraf çekimlerinden çıkmış değil. Çok güzel kombinasyonlar var.




EVİM GÜZEL EVİM LOFT TASARIMI

Tree Hugger, adından da anlaşılacağı gibi çevreyi kucaklamak üzerine bir site. Geri dönüşüm tüyolarından, organik gıdalara, seyahattan, bilimsel makalelere bir sürü yeşil dostu bilginin paylaşıldığı bir web sitesi. Stumble Upon'da gezinirken kliklerime takılan bu alternatif mobilya tasarımı sayfası da yine Tree Hugger'dan. Montreal'lı mimar Laurent McComber'ın loft mekan tasarımı.

Çevre bilinci sadece geri dönüşüm yapmakla bitmiyor. Mekanları ekonomik olarak kullanmak, dolaylı yoldan enerji tasarrufu sağlıyor, hem de gözümüzü okşuyor. Bu alternatif yatak odası dekorasyonlarından birini burda paylaşıyorum. Daha fazlası için de tıklayın.


POLİTİKA OBAMA ŞAKASI

Yine Stumble Upon'da karşıma çıkan malzemelerden biri. Adamın işi gücü yok, aklı ona buna ofis şakası yapmaya çalışıyor demeyin. Herkesin işte, aşkta, hastalıkta ve sağlıkta mizaha ihtiyacı var. Öyle değil mi?


DANS PARIS OPERA BALE- JEROME ROBBINS'E BIAT

Türkiye'de YouTube'dan sonra Vimeo'nun da kapatılması çok sıkıcı oldu. Yani benim işimi açıkçası hiç de kolaylaştırmıyor bu durum. Ama ne yapalım? Ben de hoşuma giden bir daily motion klibi bulduğumda çok heyecanlandım.

Bu kısa bale gösterisi 6 tane şaşkın dansçının rutinlerini sürekli şaşırıp, koreografiyi bozması üzerine. Kendime kendime seyrederken o kadar çok güldüm ki.
 

Ballet de l'Opéra de Paris - Hommage à Jerome Robbins
Uploaded by siulmiranda. - Music videos, artist interviews, concerts and more.


HAFTANIN TAKINTISI SİGARA KOKAN TAKSİ

Şahsen bu durum beni sadece taksi değil bilimum her türlü mekanda inanılmaz rahatsız ediyor. En iyi arkadaşlarımdan birinin doğum gününü bile sırf sigaradan nefes alınmıyor diye erken terketmişliğim bile var. Buyrun Takıntılıyım.com üyesi FLU'dan gerçek bir takıntı:

Kapısını açar açmaz burnuma, koltuklarindan fışkıran sigara kokusunun burnuma yapıştığı taksilere takıntılıyım.Kapıyı açıp, kokuyu farkedince kapıyı hemen kapatmamak için elimden gelen ne varsa yapıyorum..kapı açık bir şekilde; yere bir şey düşürmüş gibi yapmak, arkadan gelen bir tanıdığım varmış gibi bakmak, cebimdeki anahtari kontrol etmek bunlardan bazıları..sonra yavaaaaş yavaaaşşş kapatıyorum kapıyı..içerisi havalansin diye geçirdiğim bu 2 dakikayi kar sayıyorum resmen !

Acaba bizim dünyaca meşhur taksici İhsan bu konuda ne düşünüyordur?

4.10.10

Pembelerden gitsem bu hafta, olur mu?

DİZAYN RAINBOWMAKER

Rainbowmaker'ın gerçek ismi Markus Hofko. Almanya'dan Yeni Zelanda'ya göç etmiş, dünyaya eğlenceli, oyuncu, deneysel, bazen de garip hatta rahatsız edici tasarımlar getiren bir dijital sanatçı. Nerelerde dolaşırken nerelerde buldum onu şu anda hatırlayamadım. Ama Stumble Upon'a eklemişim. Demek ki geçtiğimiz hafta içerisinde bi noktada kafayı takmışım yaptıklarına. Özellikle Barış işareti gösteren elle yaptığı çalışmalara. Buyrun altta bunlardan biri. Daha fazlası için de tıklayın. :)





EVİM GÜZEL EVİM MUTFAĞIMA RENGARENK SPATULALAR

Aslında bu aralar pasta kek yapmaktan biraz elimi ayağımı kestim. Vaktim olmuyor. Ama böyle rengarenk spatulalar mutfağımı süslerse acaba canım sürekli onlarla oynamak için iki yumurta, şeker, margarin ve unu karıştırmak ister mi? Spatulaların kaynağı Huset Shop.


 
SEHPA ÜSTÜ PORSCHE BOOK

Fuşya pembesi kapağına kanıp ay ne kadar da şirinmiş tam benlik diye kanmayın bayanlar. Bu ister istemez daha çok beylerin ilgi alanına giriyor. Ama bizim de arada sırada bir Porsche'yi arzulamaya hakkımız var. Değil mi?


ANİMASYON UMERIC

Sydney, Avustralya'daki Umeric Stüdyosunun çalışmaları. Tam kafayı yedirtmelik. Bu insanların hayal gücü nasıl çalışıyor, başka bir boyuttan mı geliyorlar bilmiyorum, ama tüm bunların yanında bir de bu animasyonları gerçekleştirmenin fiziksel zorlukları var. Hem tasarıma hem de software'e hakim Avusturalyalı kardeşler. Darısı bizim Türk tasarımcılarının başına. Buyrun Umeric websitesi.



Umeric 'Until Now' 2010. from Umeric on Vimeo.


HAFTANIN TAKINTISI
ŞARKI SÖZÜ

Takıntılıyım.com üyesi Bu Balık Pişmemiş'ten:

İçinde şarkı sözleri yazmayan albümler benim için kafadan bitmiştir. Bu konuda çok hassasım. Herkes korsan korsan şarkıları indirirken benim para verip aldığım albümün kapağını, içindeki resimleri, sayfaların dokusunu, şarkıların sözlerini tek tek sindirme lüksüm olmalı.

Sevgili Bu Balık Pişmemiş. Bu takıntını seninle sonuna kadar paylaşıyorum. Madem içinde şarkı sözü resim cisim olmayacak, e boş CD kapağı ver bana aynı şey!